
Tûba ÖZYURT
Pandemide içimize döndük çoğumuz, kendimizle yüzleştik, dünyanın bir ucundaki birinin bize hastalık bulaştırabileceğini gördük… Ben değil gerçekten biz olmayı öğrendik, ‘ben’ , ‘biz’ için iyi olmaya çalıştık… Ama en göze çarpan nokta ise görsel zekâmız daha gelişti desek sanırım yanlış bir tespitte bulunmuş olmayız.
Kendimizi daha çok kayıtlar altına almaya başladık, hangi profilimiz daha güzel onu keşfettik, nasıl oturursam bacaklarım daha düzgün çıkar onu bulduk, fotoğrafı alttan çekince uzun, üstten çekince kısa ve tombiş, tam karşıdan çekince de tam kendimiz gibi çıktığımızı fark ettik…
‘Işığı şuradan alınca fotoğraf karanlık çıkıyor, şuradan alsam ışık çok güzel düşüyor, aaa yüzüne harika bir ışık vurdu şu an’ tarzında keyifli keyifli fotoğrafçılık dersleri verdik sosyal medyada daha az hikâye paylaşanlara…
Çoğumuz aşçılığa, ekmek ustalığına soyunurken çoğumuz da yemek fotoğrafçılığına merak sardık… Ve çektiğimiz fotoğrafları sosyal medya hikayelerimizde doya doya paylaştık… Kalabalıklar içinde değildik ama kalabalık hep oradaydı, bunu bildikçe daha da çok paylaştık daha da fazla beğeni almak için daha farklı fotoğraf teknikleri denedik telefonlarla. Sonuç olarak çoğumuz artık birer aşçı ve kendi yaptığı yemeklerin fotoğraflarını çeken ‘profesyonel’ amatör fotoğrafçı olduk çıktık…
Ben mesleği fotoğrafçılık olan birisi olarak sosyal medyada gördüğüm fotoğraflardan aşırı keyif alıyorum, insanların fotoğrafa ve fotoğraf çekmeye değer vermeleri adeta ruhumu besliyor ve insanların fotoğraflarla farkındalık yaratmaları, farkındalık yaratma çabalarını gerçekten tam yerinde buluyorum… Eskiden dışardan bakınca ‘bir düğmeye basıp çekiyorsunuz’ tarzı konuşmalar artık hiç kulağıma gelmiyor, çünkü fotoğraf çekmenin çoğu zaman spontane gerçekleştiği gibi çoğu zaman da gerçek bir hazırlık yapılması gerektiğini herkes fark etti ve bu da fotoğrafın elitliğini daha da göz önüne sunuyor. Fotoğraflarla her anı geleceğe taşımak mümkün, bize bu pandemi doya doya fotoğraf çekme fırsatı verdi, sosyal medya haricince ailelerimizi, evcil hayvanlarımızı, sokaktaki hayvanları, baharda açan çiçekleri, gözümüze güzel görünen her şeyi sonsuzlaştırdık. Güzeli görmeyi öğrendik, bazen çekme fırsatı bulamadık hafızamıza kazıdık, ben dahil çoğumuz görsel zekamızda şenlikler, festivaller yaşattık. Pandemi bizi buna belki mecbur kıldı ama pandemi bitince lütfen birbirimizi bu harika gösteriden mahrum bırakmayalım…
Pandeminin biteceği o şanlı günü keyifle bekliyorum…